19

17.02.2014 Pazartesi günü Trabzon'da yapılan ve TOBB Başkanı Sayın Rifat HİSARCIKLIOĞLU'nun da katıldığı "Trabzon'dan Türkiye Ekonomisine Bakış" adlı organizasyonda Türkiye ekonomisi, bölge ekonomisi ve dünya ekonomilerindeki gelişmeler, fırsatlar ve tehditler ele alındı. Hürriyet Gazetesi tarafından düzenlenen bu organizasyonda konuşmacılar tarafından güncel ekonomik konular üzerinde sunumlar gerçekleştirildi.

-TOBB Başkanı Hısarcıklıoğlu; Elimizdeki tarım ürünlerini, sanayi mamulüne çevirmemiz lazım. Fındık büyük bir avantaj..


Hürriyet Dünyası’nın 2012 yılında başlattığı Bölge Buluşmaları’nın Trabzon'daki durağında konuşan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, "Ümitsizlik bize yakışmaz. Gelecek bugünden daha iyi olacak. Türkiye bölgede ve dünyada küresel güç olacaksa, sadece malı yurtdışına satarak bunu yapamaz. Hangi coğrafya hangi ürün için avantajlıysa, o coğrafyalarda Türk bayrağını dikiyor olmak lazım. Girişimcinin yurtdışında yatırım yapması lazım. Yurtdışında yatırım yapmadan o ülkelerde etkinliğimizi, sayımızı, gücümüzü artırmamız mümkün değil" dedi.

Trabzon’da Zorlu Otel’de düzenlenen Hürriyet Bölge Buluşmaları'na TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, CHP Trabzon Milletvekili Volkan Canalioğlu, Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Yönetim Kurulu Başkanı Başaran Ulusoy, Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Enis Berberoğlu, Yayın Direktörü Fatih Çekirge, bölgedeki ticaret ve sanayi odaları ile ticaret borsalarının başkan ve üyeleri, işadamları ve girişimciler katıldı.

BAŞARAN ULUSOY, ÇEVRE DUYARLILIĞI İSTEDİ

TÜRSAB Yönetim Kurulu Başkanı Başaran Ulusoy ise toplantıda yaptığı konuşmada, çevreye karşı duyarlı olunması gerektiğine dikkat çekerek, şunları söyledi:

"Karadeniz’in yavaş yavaş öldüğünü, Marmara’nın nefes almaya çalıştığını, Ege’nin çırpındığını, Akdeniz’in boğulduğunu hissetmekteyiz. Oksijenin yüzde 75’i denizlerden geliyor ama maalesef denizlerimizi öldürmeye başladık. Odalar Birliği’ne ve belediyelere sesleniyorum. Karadeniz’in bin 400 kilometrelik sahilinde çöp fabrikalarına ihtiyacı olduğunu söyledim. 10 milyon ton inorganik maddenin denize döküldüğü bir deniz Karadeniz. 500 bin ton evsel atığın döküldüğü bir deniz. Küresel ısınmanın getirdiği dertler epey sıkıntılar yaratacaktır. Bu cennet köşe aranılacak bölge olacaktır. O güzelim yaylaların kıymetini çok iyi bilmemiz lazım. Yabancı misafirler geldiğinde bazen, ‘Ne kadar mimarınız var?’ diye soruyorlar. Bizde mimar çok. Mimarlar kusura bakmasınlar Türkiye’de 76 milyon mimar var. Herke mimar. Çimentoyu, çiviyi, kiremidi alan dağa koşuyor. Çocukluğumuzda yapılar fındık bahçelerinin içinde görünmeyen şekilde yapılırdı. Şimdiyse görülmesi için neredeyse gözüne sokar şekilde yapılan 6 – 7 katlı binalar. 19’uncu yüzyıl sanayi odaklıdır. 20’inci yüzyıl insan odaklıdır. 21’inci yüzyıl çevre odaklıdır. Eğer turizmde 40 milyona çıkmışsak bunu çevre duyarlılığına borçluyuz. Ama dünyada korunabilen alan yüzde 13.9’dur. Maalesef Türkiye’de korunabilen alan yüzde 3.7’dir. Kayseri’de Sultansazlığı bitmiş, Manyas Kuş Cenneti cehenneme dönmüş. 400 kuş türünün olduğu Gediz Deltası bitmiş. Kaz dağlarına da altın aramak için kazma vuruyorsunuz. Bu bölgenin değerlerini, buradaki doğanın, denizin, ırmakların değerini bilmemiz lazım. Kültür varlıkları ve doğa diye iki ürünümüz var. Bir tanesi noksan olursa olmaz. 1999 yılında Türkiye’de gezebilen vatandaşımızın sayısı 568 bindi. 2013 yılında 13 milyon insanımız gezmiş. Yurtdışından turist bekleyen bir ülke değiliz artık. Kendi insanımızı gezdirmeye çalışan bir sektörün temsilcisiyiz."

RIFAT HİSARCIKLIOĞLU: TARIMDA MÜTHİŞ AVANTAJIMIZ VAR

"Karadeniz’in her şeyiyle şanslı olduğuna inanıyorum. Allah öyle güzel coğrafya vermiş ki. Buradaki zenginliklere baktığımız zaman Anadolu’yla aranızda herhalde bir Zigana dağı kadar fark vardır. Eğer Anadolu’ya 5 vakit namaz farzsa siz şükrü 5 vakitle kurtaramazsınız. Her şeyde öndesiniz. Tarımda müthiş avantajınız var. Eskiden tarım sadece geçim kapısıydı, artık kazanç kapısı oluyor. Bize müthiş fırsatlar sunuyor. Ekilebilir arazi bakımından dünya 11’incisi olan Türkiye coğrafyası bizim için büyük şans. Önümüzdeki dönemde dünyada tarımla uğraşan ülkeler sanayiyle birlikte başa baş ön plana çıkacaklar. Dünya nüfusu her yıl Türkiye kadar artıyor. Asya - Pasifik bölgesinde son 10 yılda az gelirliden orta gelirli sınıfa geçen nüfus sayısı 500 milyon kişi. Yani köyden kente göç etmişler, tüketici oluyorlar. Tüketmeye başladıkları zaman tarımla ekilebilir arazilerin önemi daha çok ortaya çıkıyor."

TARIM ÜRÜNLERİNİ SANAYİ ÜRÜNLERİNE ÇEVİRMELİYİZ

Türkiye’nin tarım ürünlerinden daha fazla gelir kazanması gerektiğinin de altını çizen TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Biz fındığı fındık olarak satıyoruz. Esas olarak bütün dünyanın yaptığı şekilde yapıyor olmamız lazım. Elimizdeki tarım ürünlerini sanayi ürünlerine çeviriyor olmamız lazım. Fındığın kabuklu kilosu 6.1 lira. Krokan haline getirdiğin zaman 15 - 16 lira civarında. Fındık ezmesi yaptığın zaman tam 40 liraya çıkıyor. Neredeyse 2.5 misli fazla. Tarım ürünlerinde daha fazla para kazanabilmek istiyorsak muhakkak tarım ürünlerini sanayileştiriyor olmamız lazım. Gıdaya dayalı sanayiye çeviriyor olmamız lazım. Karadeniz büyük zenginliğin üzerinde oturuyor. 6 liralık fındık 40 lira. Fındığı bizden, kakaoyu başka yerden alıyor, adına Nutella diyor, bunu 40 liraya satıyor. Bunun altında ne yatıyor? Demek ki işi marka yapmamız lazım. Bütün dünyanın en önemli gelir kaynaklarının başında marka var. Çayın dünyadaki üretiminin yüzde 5’ini yapıyoruz ama ihracatta dünyada 20’inciyiz. 'Dünyadaki en kaliteli çayı biz üretiyoruz' diyoruz. Ama maalesef çayımızı satamıyoruz. Şu işi bir türlü anlayamadım. Suudi Arabistan petrol ülkesi, kaçak petrol hiç gidiyor mu? Kaçak petrol satan var mı? Biz dünyanın çayının yüzde 5’ini üretiyoruz, kaçak çay geliyor bize. Bunu anlayamıyorum. Çaydaki kaçağın girmesinin altında yatan yüzde 8 olan KDV’yi bir türlü aşağıya indirtemedik. Çayın memleketi olan Rize’ye dahi kaçak çay girer hale geldi. Bunu hala çözebilmiş değilim. Ama Rize Ticaret Borsası çayda öyle bir noktaya geldi ki çayda referans alınan borsaların başında geliyor."

ÇEVREDE 215 MİLYON NÜFUS VE 515 MİLYAR DOLARLIK PAZAR VAR

TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Karadeniz’de başka alanlarda da fırsatlar olduğunu vurgulayarak, "Hafızalarda kalsın diye şöyle bir örnek vereyim; İskoçya’da Stonehenge diye bir yerde taşlar var. Bu taşları görmeye yılda 1.1 milyon kişi geliyor ve 21 milyon lira para bırakıyorlar. Dünyanın harikalarından biri olan Sümela Manastırı’na ise yıllık 450 bin kişi geliyor ama bıraktığı para sadece 2 milyon lira. Fark ne? Marka. Adam Stonehenge’yi marka haline getirmiş, dünyadan turist çekiyor. Sanayide de Karadeniz’de müthiş fırsatlar var. Gıda, orman ürünleri, sağlık, tıbbi araç, gemi inşası madencilik, tekstil, plastik ve ağaca kadar müthiş fırsatlar var ama bunu kullanamıyoruz" dedi.

Bölgede 28 Organize Sanayi Bölgesi (OSB) olduğuna da dikkat çeken Hisarcıklıoğlu, şöyle devam etti:


"Eksiğimiz diğer bölgelere göre OSB’lerin demiryoluyla ile limana bağlanmaması. OSB’lerimizin limanlara demiryoluyla ulaşması lazım. Buradaki en büyük eksikliğimiz enerjide rekabet edebilmemiz için OSB’lerde doğalgaza kavuşmamız lazım. Doğalgaz olmazsa batıdaki ve Anadolu’daki OSB’lerle rekabet edebilmemiz mümkün değil. Bölgesel teşvikleri koyarken bir şeyi söylemiştik; devletin elinde bütün bu altyapı var. Biz bölge olarak malımızı komşu coğrafyalara satmak durumundayız. Komşularım ne ithal ediyorsa ona göre teşvik olması gerekiyor olması lazımdı. Karadeniz için aslında müthiş bir potansiyel var çevresindeki bölgelerde. Rusya, Orta Asya, Kafkasya’da 215 milyon nüfus ve 515 milyar dolarlık pazar var. Bizim hedefimizin 76 milyona satma yerine buralara satmak olmalı. Ayrıca Samsun – Sarp demiryolunun yapılması çok önemli. Ovit Tüneli Rize’yi Mardin’e bağlıyor. Yeni fırsatlar çıkmaya başladı. Kazaklar, Ovit Tüneli’nin çıktığı yere konteynır limanı yapmak istiyor. Ticaret yolları neredeyse zenginlik oradadır. Geçen kamyonların tozu bize kalsa yeter. Mal ticaretinin akışının artacağı güzergahların tam ortasında Karadeniz var. Bu vizyona hazır olmalıyız. TOBB olarak bu geleceği gördüğümüzden dolayı Sarp Sınır Kapısı’nın modernizasyonunu yaptık."

DÜNYA TİCARETİNDE KURALLAR DEĞİŞİYOR

Dünya ekonomisinde Son 10 yılda 4 tane büyük dönem yaşandığını vurgulayan Rifat Hisarcıklıoğlu, "2002’den itibaren bütün dünyada artan sermaye akımını görüyoruz. Parasal bollaşma başladı. Para bollaştığı zaman ne oldu? Parayı rahatça istediğin gibi bulmaya başladığın zaman ona göre harcamaya başlıyorsun. Harcamaya başlayınca da 2008 – 2009’da kriz dönemiyle karşı karşıya geldik. Kaynakların azaldığını görüyoruz. Karantina dönemi başlıyor ekonomide. Para bollaştığı zaman birdenbire refah düzeyi artmaya başladı, krizle beraber refah da durma noktasına geldi. Her şeyden hayır çıkar derler ya; Küresel dünyadaki dengesizlikler azalmaya başladı" dedi. Dünyada ikinci bir ezberin daha bozulduğunu vurgulayan Hisarcıklıoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

"Allah diyor ki; 'Hiçbir zaman ümitsizliğe düşmeyin.' Azalan enerji kaynakları derken yeni bir enerji kaynağı keşfettik. Kaya gazını keşfettik. Türkiye olarak bir şansımız var. Dünya kaya gazı rezervleri açısından Güneydoğu’da ve Trakya’da tespit edilemeyen miktarda rezervlerimiz var. ABD, elde ettiği kaya gazının maliyetine baktığımız zaman, dışarıdan ithal ettiği doğal gazı 10 liraya ithal ediyorsa kaya gazını 3 liraya imal ediyor. Müthiş bir ucuzluk geliyor. Enerjinin ucuzlamasıyla birlikte ABD yeniden dünyanın üretim üssü haline gelecek. ABD dışarı giden yatırımcısına, ‘gelin bizde yatırım yapın’ diyor. ABD girişimcileri Çin’e Meksika’ya giderken dünyadaki üretimin şekli değişecek. Dünya ticaretinde ABD eksenli yeni bir harita oluşuyor. Dünya ekonomisin yüzde 51’i gelişmekte olan ülkelerde şekilleniyor. Zengin ülkelerin payı dünya üretiminde yüzde 49’a düştü. Gelişmiş ülkeler de boş durmuyor. Yeni bir alan oluşturuyorlar. ABD merkezli olarak Avrupa ve Asya – Pasifik arasında serbest ticaret anlaşmalarına başlandı. Yeni bir dünya ticareti haritası şekilleniyor. Biz AB’ye girmeye çalışırken, yeni bir ticaret, yeni bir dünya devi doğmaya başlıyor. O nedenle AB bizim için çok önemli. Bu zincirin dışında kalırsak bize kalan pazar Çin, Hindistan, Rusya, Ortadoğu ve Afrika olur. Günlük işlerle uğraşmaktan dünyada nelerin değiştiğini kovalayamıyoruz. Bu resimlere odaklanmamız lazım. Yaşamımızdaki bütün standartları bu 3 coğrafya tek hale getirecek. Elektrik 110 mu 220 volt mu olacak? 110 volt olursa ürettiğimiz ürünleri satabilmemiz için buna göre şekillendirmeliyiz. Tüm yaşam biçimi yapacakları anlaşmaya göre şekillenecek. AB süreci bunun için önemli. Bunun için ıskalamamız lazım. O zincirin halkasının içinde olursak o müzakerelerde tarafız. Müzakerelerin içine giremiyorsak ne kural koydularsa ona göre hareket edeceğiz. Önümüzdeki dünyada para eskisi kadar bol olmayacak. Dünya ticaretinde kurallar değişiyor. Yeni bir enerji kaynağıyla karşı karşıyayız. Türkiye geleceğini şekillendirirken bu 3 ana eksende bunları dikkate almak durumunda."

GEÇEN YIL DÜNYADA HER ÜLKEYE MAL SATTIK

Türkiye’nin son 30 yılındaki değişimde Turgut Özal’ı anmadan geçebilmenin mümkün olmadığını da değinen Rifat Hisarcıklıoğlu, şunları söyledi:

"Bizi gerek ekonominin önünün açılmasında, serbest piyasa ekonomisin oluşmasında, açık ekonomiye geçmekte, gerekse özgür düşüncenin önünü açarak farklı düşünebilmenin önünü açarak toplumumuzda müthiş bir değişimin başlangıcı oldu. Her ne kadar bu uygulamaları yaparken başta ben olmak üzere hakkını, kıymetini, kadrini bilmemiş olsak da değişimin ana noktası orada başlıyor. Onun sayesinde girişimci ruhumuzu keşfettik. Ne oldu 30 senede? Kişi başına gelirimiz 4.3 kat arttı. İhracatımız 1980’de 3 milyar dolardı. Türkiye 5 tane tarım ürünü satıyordu dünyaya. Sanayi malı oranı yüzde 10’du. Bugün 152 milyar dolara geldik. 1980’de fındıktı en büyük ihraç ürünümüz ama 2012’de otomotiv, beyaz eşya satıyoruz. Bunu siz yaptınız. Mütevazılığı bırakın, ‘biz yaptık’ deyin. Burada bir başarı hikayesi var. Buna sahip çıkın. Başarı sizin."

İngiltere’deki bir anısını da anlatan Hisarcıklıoğlu, şunları söyledi:

"Bundan 1.5 yıl önce İngiltere Kraliçesi’nin sarayında Cumhurbaşkanımızla yemekteyiz. Yanımda da şimdi görevde olmayan Dışişleri Bakanı Jack Straw oturuyordu. Türkiye’nin başarılarını anlatırken, 'Anlatma başkan, bunları biliyorum' dedi. 'Raporlardan mı biliyorsun?' dedim. 'Yok yok raporlardan değil evden biliyorum. Çamaşır makinem, buzdolabım, fırınım hepsi Türk malı' dedi. Avrupa’da satılan her 4 beyaz eşyadan, her 3 televizyondan birini biz üretiyoruz. Bu müthiş bir başarı hikayesi. Bunu biz yaptık. Türkiye’nin ihracatını KOBİ’ler yapıyor. 150 milyar doların yüzde 62’sini küçük ve orta boy işletmeler yapıyor. Bütün dünyaya mal satar hale geldik. Dil yok adres yok bunu beceriyoruz. Yılda 320 bin km yol kat ediyorum, dünyayı 8 kez dönüyorum. Dünyanın hiçbir yerinde bizim gibi girişimci bulamazsın. Girişimcilik cesaret ister. Dil yok adres yok. Bu adamlar 150 milyar dolarlık mal satıyor. Arkadan gelen gençlik ise çok iyi. Hepsi dil biliyor. Ben 1 tuşa basarken o 10 tuşa birden basıyor. Geçen yıl dünyada var olan, adına devlet diyen her ülkeye mal sattık. Tarihimizde ilk kez geçen yıl gerçekleştirdik bunu. Son 10 yılda mali istikrar sağladık. Bütçe açığımız aşağıya iniyor. Devletin borç stoku yüzde 40’ların altına inmeye başladı. Türkiye’de müthiş bir değişim var. Ama bir tek hastalığımız var. Cari açık. Bu cari açığı önümüzdeki dönemde mutlaka çözüyor olmamız lazım. Son 10 yılda Türkiye yüzde 61 büyüdü. Son 10 yılda büyümemizi hizmetler sektörüne bağlı olarak gerçekleştirdik. Sanayiyi ıskalıyoruz. Sanayinin büyümedeki katkısı son 10 yılda yüzde 28’de kaldı, hizmetler sektörü yüzde 67. Kriz anlarında hizmet sektörüne bağlı olarak büyürsen kırılganlık artar. Yunanistan’ın başına geldiği gibi bizim de başımıza gelebilir. Özel sektörde müthiş bir başarı hikayesi yazdık. Avrupa’da 6 milyon kişi işini kaybederken özel sektör olarak son 5 yılda 4.1 milyon kişiyi işe kavuşturduk. Ama bunun yüzde 72’sini hizmetler sektöründe işe aldık. Hizmetler sektörünü ihmal edelim demiyorum ama buna bağlı olarak sanayiyi de güçlendirmemiz gerek. Ancak o zaman Türkiye hayal ettiğimiz noktaya ulaşabilir."

BİR CEP TELEFONU 20 TON SACA EŞDEĞER

İleri teknolojili ürünlerin ihracatımızdaki payının sadece yüzde 4.4 olduğunu hatırlatan Rifat Hisarcıklıoğlu, şunları söyledi:

"Üniversite ve ticaretin işbirliği yapması lazım. Bir cep telefonu 20 ton saca eş değer. Yüksek teknolojinin yatırımı da ucuz. Ereğli Demirçelik’i kurmak 10 liraysa telefon fabrikası kurmak 5 lira. Neredeyse yarı yarıya. Bizim gibi sermayesi az olan toplumlar için ileri teknoloji büyük fırsatlar sunuyor. Türkiye olarak ihracatımızın çapı 2 bin 846 kilometre. Ama Brezilya’nın dairesi tam 10 bin 251 kilometre. Çin’in dairesi 6 bin 844 kilometre. Meksika 4 bin 574 kilometrelik bir daireye mal satıyor. İhracat pazarlarımızı artırıyor, dışarıya doğru açılıyor olmamız lazım. Türkiye’de üretilen ürünlerin gelişmiş pazarlarla buluşabilmesi için Büyük Anadolu Lojistik organizasyonunu planladık. Avrupa’nın içine mal satabilmenin yolu demiryolundan geçiyor. 6 ay öncesi itibarıyla Türkiye’den tarifeli tren hattı yoktu. Şimdi tarifeli tren hattı başladı artık. Kamyon 5, tren 6 günde gidiyor. Ama maliyet de yüzde 30 ucuz. Bu hattı İran, Pakistan, Hindistan, dahil olmak üzere o hatta uzatıyoruz. Türkiye’nin ticaret yollarının önünü açmak istiyoruz. Dünyanın yeni üretim merkezlerinden biri Çin’de Sincan - Uygur Özerk Bölgesi. Şangay neyse Çin’de Sincan da aynı konumda. Burada üretilen ürünlerin dünya pazarlarına gitmesinde önemli rol oynamamız, bu hattı demiryolu ve karayoluyla üzerimize çekmemiz lazım. Bu durum güvenliğimiz için de önemli. Her ülke ticaret yolları devam etsin ister, istikrar ister. Biz de TOBB olarak üzerimize düşeni yapmaya başladık. Gümrük kapılarının modernizasyonunu yaptık, bekleme sürelerini yarı yarıya indirdik. 300 milyon liralık yatırım yaptık sınır kapılarına. BM; dünya ülkelerine bu projemizi örnek gösterdi. Son 6 yılda Türkiye sadece tek endekste, Dünya Lojistik Endeksi’nde 12 basamak yukarı çıktı. Sıkıntılarımız da var tabi. Döviz ve faiz hareketinin getirdiği sıkıntıların, maliyetlerin arttığının, kredi ödenmesindeki zorlukların farkındayız. 4 Mart’ta Ali Babacan’la bir araya gelerek sorunlarımızı ileteceğiz. Ekonomi yönetimindeki tüm bakanlarla bir araya gelerek sizlerin derdini çözmeye çalışacağız."


GELECEK BUGÜNDEN DAHA İYİ OLACAK

Konuşmasının son bölümünde kimsenin hiçbir zaman ümitsiz olmamasını isteyen TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:

"Ümitsizlik bize yakışmaz. Gelecek bugünden daha iyi olacak. Neyi beklersen onu görürsün. İyi bekle, iyi gör. İşin dolu tarafına bakarım. Eksik olan tarafı var mı bardağın, var. Benim bir hayalim var. Türk özel sektörü olarak artık kabımıza sığmıyoruz. Anadolu’yu üretim üssü haline getirdik. Türk girişimcisiyle, sermayesi, parası pulu olmayan insanlarla yaptık. Şimdi Türkiye bölgede ve dünyada küresel güç olacaksa, sadece malı yurtdışına satarak hizmetleri ihraç ederek küresel güç olamaz. Hangi coğrafya hangi ürün için avantajlıyla, o coğrafyalarda Türk bayrağını dikiyor olmak lazım. Girişimcinin yurtdışında yatırım yapıyor olması lazım. Yurtdışında yatırım yapmadan o ülkelerde etkinliğimizi, sayımızı, gücümüzü artırmamız mümkün değil. TOBB olarak bu kapsamda Filistin’de yeni bir sanayi bölgesi kurma adına çalışmalara başladık. Niye Filistin? Huzurun olmadığı yerde ticaret olmaz, ticaretin olmadığı yerde zenginlik olmaz. Zengin olmak istiyorsan, tek ilacı var; ticaretin önündeki engelleri kaldıracaksın. Ticaret huzur ister. Bölgende huzur yoksa, ülkeler arasında kavga varsa sen huzur bulabilir misin? Bölgedeki huzura bizim de yapacağımız katkılar var. Filistin – İsrail arasında kalkınmışlık noktasında uçurum var. Filistin’de üretilen malları tüm dünya, ABD’den Japonya’ya kadar sıfır gümrük ve sıfır kotayla alıyor. Bu kapsamda gerek 10 bin Filistinli kardeşimize iş imkanı sağlamak için, gerek bölgedeki avantajı kullanmak için TOBB olarak Filistin’in Jenin bölgesinde yeni bir OSB kurulması için çalışmaya başladık. Orada Türk yatırımcısı olacak, Türk bayrağı dalgalanacak, Türkçe konuşulan sanayi bölgesi olacak. Günlük işlere çok kapılıp kalmayın. Önünüze bakarsanız ileriyi göremezsiniz. İleriye bakmanız lazım. İleri için ise bir şey çok önemli; ancak bir ve beraber olursan rahmeti görürsün. Herkes ayrı baş çekerse o zaman rahmeti göremezsin arkadaş. Herkes bir ve beraber olacak. Nasıl olacak Başkan? Allah bize beyin vermiş. İstese hepimiz aynı şeyi düşünürdük. Hepimiz ayrı düşünelim diye beyin vermiş. Biz düşünebiliyoruz. Hepimiz ayrı düşüneceğiz, doğal. Ayrı düşündüklerimizi masanın üzerine getirip orta yolu hep beraber bulacağız. Orta yolu hep beraber bulduğumuz zaman da sırt sırta vereceğiz. Sırt sırta verirsek son 30 yılda yapmış olduğumuz başarıyı engelleyebilecek kimse yok. 30 yılda yaptıklarımız ortada. 3 milyar dolar ihracattan 160 milyar dolar ihracata geldik. Bütün dünyaya mal satar hale geldik. Türkiye 10 büyük ekonomisi arasında olacak diye hedef var. 30 yılda yaptıklarımız ortada. Bizim önümüzde tam 7 ülke var. Önümüzde de 9 yıl var. Bu 9 yılda Türk özel sektörü olarak bunu başarabilir miyiz? Allah hepimizin yolunu açık etsin." dedi.

Okunma Sayısı: 2947
resim