Terme'nin tarihi M.Ö. 1000 yılına kadar inmektedir. Hatta eski tarihçiler M.Ö. 1200 yıllarında şimdiki Terme Çayı kıyısında efsanevi kadın savaşçılar Amazonların yaşamış olduklarını ileri sürmüşlerdir. Terme adının da, kıyısında Amazonların Themiskyra adlı kenti kurdukları Thermodon (bu günkü Terme Çayı)’dan geldiği söyleniyor. İlçenin en eski halkının Gaskalar olduğu sanılmaktadır. Gaskalar Karadeniz kıyısında yaşayan yarı göçebe ve saldırgan bir topluluktur. Hititler Samsun’a kadar yayılınca Gaskaları da yönetimleri altına almışlardır. Türklerin Anadolu'ya hakim olmaya başladıkları, 11.yy'a kadar Terme'ye Hititler, Frigler, Medler, Persler ve Romalılar hakim olmuşlardır.

395 yılında itibaren Terme Doğu Roma (Bizans) hâkimiyetine girmiştir. I.Alaatin Keykubat zamanında (1219 - 1236) Terme dâhil bütün Karadeniz sahili Anadolu Selçuklularının yönetimine girmiştir. Moğol istilaları nedeniyle dağılan Selçuklu imparatorluğunun topraklarında Türk Beylikleri kurulmaya başlamıştır. Bu dönemde Amasya - Samsun - Tokat - Sivas - Kayseri bölgesinde Eratna Beyliği kurulmuştur. 1381 de Kadı Burhanettin Eratna Beyliğini ele geçirince Terme onun bölgesine bağlanmıştır. Bu arada yörede Canik Beyliği de kurulmuştur. 1389'da Yıldırım Beyazıt Amasya ve Karadeniz kıyılarındaki bütün beylikleri Osmanlı topraklarına katmıştır. Cumhuriyete kadar Terme Canik Mutasarrıflığının idaresinde yönetilmiştir. I. Dünya savaşı sırasında Terme Eylül 1916'da Ruslar tarafından bombalanmıştır. Milli mücadele döneminde ise Rus ve Ermeni çeteleri tarafından yakılıp yıkılmak istenmiştir.

Terme Karadeniz Bölgesinin Orta Karadeniz bölümünde denizden 3 - 5 km. içeride kurulmuş Samsun iline bağlı bir ilçedir. Samsun'a uzaklığı 58 km’dir. İlçenin Kuzeyi'nde Karadeniz, Doğusunda Ünye ve İkizce, güneyinde Akkuş ve Salıpazarı, batısında ise Çarşamba ilçeleri yer almaktadır. Kara Orman’dan doğan Terme Çayı ilçeyi tam ortasından ikiye bölerek Karadeniz’e dökülür. Karadeniz ile Terme ilçesi arasında denize yakın bölgede birbirlerine doğal kanallarla bağlı olan Akgöl ve Simenit (Simenlik) gölleri yer alır. Simenit gölü, Terme Çayı'nın yatağının değişmesi sonucu oluşmuştur. İki gölün da balık varlığı açısından zengin oluşlarının sebebi deniz basmasıdır.

Göllerin çevresi sazlık ve bataklıktır. Terme'de her mevsim yağışlı tipik Karadeniz iklimi hüküm sürmektedir. Kışlar ılıman, yazlar ise serin geçmektedir. 

Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sisteminin 2014 yılı verilerine göre Terme ilçe nüfusu toplamda 72.599 kişidir. Nüfusun cinsiyete göre dağılımı aşağıdaki gibidir:

 

TOPLAM NÜFUS

ERKEK

KADIN

72.599

35.773

36.826

Terme İlçesi okuma yazma oranı bakımından %97,21 ile Türkiye ortalamasının (%95,78) üstünde bir orana sahiptir. Okuma yazma oranlarına ait tablo aşağıda gösterilmiştir.

EĞİTİM

ERKEK

KADIN

TOPLAM

Okuma Yazma Bilmeyen

349

1.526

1.875

Okuma Yazma Bilen

32.778

32.571

65.349

Tespit Edilemeyen

437

499

936

TOPLAM

33.564

34.596

68.160

·       6 yaş ve üzeri nüfus dikkate alınarak hazırlanmıştır.

Terme ekonomisinin büyük çoğunluğu tarıma dayalıdır. Bu verimli ovada ünlü Terme pirinci, fındık, mısır, soya fasulyesi yetiştirilmektedir. Bodur meyvecilik ve kültür kavakçılığı da ilçede oldukça yaygındır. Örneğin, dünyanın ikinci büyük kavak ormanının Terme'de olduğu söylenmektedir. Tarımsal makine sanayi de gelişmekte olan bir sektör olarak ön plana çıkmaktadır. Fındık patozu olarak tabir edilen ve fındığı çotanağından ayırmaya yarayan makine ilk kez Terme ilçesinde icat edilip üretimine başlanmıştır. Fındık patozunun yanı sıra ilçede faaliyet gösteren büyük ölçekli firmalarımız daha birçok tarımsal makinenin ve ekipmanın da üretimini ve ihracatını gerçekleştirmektedir.

Bunların yanında, sahil kasabası olması nedeniyle balıkçılık ve diğer deniz ürünleri avcılığı da geçim kaynakları arasında sayılabilir. İlçede besicilik ve arıcılık gibi ekonomik faaliyetlerde önemli yer tutmaktadır.

          Terme'nin en önemli sanayi kuruluşları, ilçede yetiştirilen çeltik ve fındığı işleyen fabrikalardır. Terme sınırları içinde halen faal durumda 8 adet fındık fabrikası ve 10 adet pirinç fabrikası mevcuttur. Fındık fabrikalarında üreticiden alınan kabuklu fındık iç fındık haline getirilerek ihraç edilmekte veya iç piyasaya sürülmektedir. Çeltikte aynı şekilde fabrikalarda işlem görerek iç pazarda pirinç olarak tüketime sunulmaktadır.