KAVAK
KAVAK FİDANLIK TEKNİĞİ
Teknik Kavakçılık
Kavak ağacı, özellikle yurdumuzun ormanca fakir olan bölgelerinde, halkımız, tarafından çok iyi bilinen ve uzun yıllardan beri sevilerek yetiştirilen bir ağaç türüdür. Ağaçsız bölgelerde yaşayan köylümüzün başta yapı kerestesi olmak üzere, odun hammaddesine duyduğu her türlü ihtiyacı kavaklardan karşılanır.
Kavak ağacı dikmek ve kavakçılık yapmak, arazinin değerlendirilmesinde karlı bir işletme şeklidir ve orman dışı alanlardan odun üretimi için çok önemli bir kaynaktır. Toprak kullanma bakımından tarım için emniyetli olmayan kenar arazilerin değerlendirilmesini sağlar. Diğer taraftan özel aralıklarla dikilmek suretiyle çevresindeki arazinin tarımsal ürün verimin artmasına yardımcı olur. Ayrıca tarım arazisinin orasına burasına serpilmiş şekilde ağaçlar, halkımızın yakacak ve yapacak odun ihtiyacını karşılar ve dar zamanlarda onlara yardımcı olurlar
Fidan Üretimi
Modern ve teknik kavakçılıkta ağaçlandırmalar fidan kullanmak suretiyle kurulur. Bu nedenle sağlıklı, sağlam gövde yapısına sahip, söküldükten sonra fazla bekletilmemiş kaliteli fidanlar satın alınmalı, ne olduğu belli olmayan, dal veya çelikler kullanılmamalıdır. Boyları 2.5-3.0 metreden ve yerden bir metre yükseklikten ölçülen çapları 2.5 santimden daha az olan melez kavak fidanları alınıp dikilmemeli, özellikle daha kalın çaplı fidanlar tercih edilmelidir.
Kavaklar endüstriyel anlamda vejetatif yoldan gövde çelikleri vasıtasıyla üretilirler. Böylece klon denilen belli ve iyi özelliklere sahip fertler genetik olarak değişmemiş olarak, uzun müddet yetiştirilebilirler (Resim 2).
Çeliklerin Elde Edilmesi
Çelikler, çok yaşlı ağaçların bir yaşındaki çeşitli sürgünlerinden ve çelik elde etmek amacıyla tesis edilen çelik bahçelerinden elde edilirler. Çelikler alınırken gövdenin odunlaşmış ve tomurcukların tam teşekkül etmiş olmasına dikkat edilmelidir. Çeliklerin kalınlığı 15 mm'den az ve 30 mm'den çok olmamalıdır. Pratik olarak baş parmak kalınlığında olan melez kavak çelikleri fidan yetiştirmede en iyi sonucu verirler. Çelik uzunluğu genellikle 20-22 cm arasında değişir. Çelik üzerinde 5-6 adet tomurcuk bulunması uzunluğu tayin edecek iyi bir ölçüdür (Resim 3).
Kullanılacak sürgünlerin ve gövdelerin, çelik halinde kesilip toprağa dikilebilecekleri en uygun zaman kış sonu veya ilkbahar başlangıcıdır.
Değişik iklimlerde de olsa toprağın çelik dikim zamanında tavda olması şarttır. Don korkusu olmayan yerlerde çelikler büyümenin durduğu mevsimin herhangi bir zamanında ve hemen toprağa dikilmek üzere alınabilirler. Çeliklerin kesilirken kaide olarak üst kısmı düz, alt kısmı meyilli olarak kesilir. Böylece dikim esnasında çeliklerin alt ve üst kısımları kolayca ayırt edilebilir. Ayrıca meyilli kesim dikim anında çeliklerin toprağa kolayca girmesini sağlar.
Çeliklerin Dikilmesi
Çeliklerin dikileceği topraklar: gıda maddelerince zengin, derin, oldukça gevşek, hafif alkalen, doğal olarak serin, sulanmaya uygun, organik maddelerle iyi bir şekilde gübrelenmiş olmalıdır. Ayrıca toprak, çelik dikimlerine hazırlanırken derin bir şekilde sürülmelidir.
Fidan yetiştirmek için kullanılacak fidanlıkta veya özel arazi parçasında çelikler düzenli bir aralık ve uzaklıkta dikilirler. Sıralar üzerinde çelikler arasındaki uzaklık, melez kavaklar için 50 cm'den az olmamalıdır. Sıra aralıkları ise 1.50 m ile 2.00 m arasında değişebilir. Ancak bu aralık, bakım için kullanılacak traktörün ve ekipman cinsine göre 2.20 m'ye kadar büyüyebilir.
Gövde çelikleri, toprak yumuşak ve tavda olduğu taktirde doğrudan doğruya toprağa sokulmak suretiyle dikilirler. Toprağa sokulan çeliklerin etrafının toprakla iyice sarılması temin edilmelidir. Dikim yapılacak topraklar pek gevşek değilse ve çeliklerin zedelenme ihtimali varsa, dikimden önce çizel pullukla açılan çizgiler içerisine dikim yapılmalıdır .
Fidanlıkta Uygulanacak Bakımlar
Dikimi yapılacak çeliklere, zamana ve toprağın nemine bağlı olarak vakit geçirmeden su verilmesi gerekir (Resim 6). Çeliğin köklenmeğe başladığı ve diğer otsu bitkilerle rekabette bulunduğu bu devrelerde çapa yapılması mutlaka gereklidir. Ancak ilk zamanlarda fidan etrafındaki otların elle temizlenmesi, sadece boşlukların çapalanması, görememekten dolayı meydana gelecek olan zayiatları önler. Fidanlıkta fidan aralarında hiçbir şekilde ot çıkmasına izin verilmemelidir. İlk yıl boyunca devamlı bir şekilde ve bir programa göre; önce sıra üzerlerinde çapa ile derince toprak işlenmeli ve ot mücadelesi yapılmalı, sonra sıra aralarında diskaro çekilerek bakım işlemi tamamlanmalıdır. Ayrıca periyodik sulamalara devam edilmelidir (Resim 7).
Dikilmiş olan gövde çelikleri genellikle birden fazla sürgün verirler. Bu sürgünler 35-40 cm'e ulaştıkları zaman en kuvvetlisi bırakılır, diğerleri dipten kesilirler. Bu işleme tekleme denir. Teklemeden bir veya iki gün sonra muhakkak sulama yapılmalıdır. Genellikle teklemeden başka ilk yıl budama yapılmaz. İkinci yıl vejetasyon mevsiminin başlamasından önceki yapraksız dönemde gövde uzunluğunun topraktan itibaren üçte birlik kısmındaki dallar budanır ve çatal tepeler düzeltilir. Bu anda dikkat edilecek husus fidanların gövdelerini kısa zamanda ve en kuvvetli şekilde geliştirebilmeleri için yeteri kadar dala ve yaprağa sahip olmalarına dikkat etmek, aşırı budamaya kaçmamaktır.
Genellikle ikinci yılın yaz sonunda veya Ağustos sonunda, fidanlar çeşitli parazitlerin girişini engellemek için dal diplerinde hafif tırnaklar kalacak şekilde, elin yetiştiği yere kadar budanarak dallardan temizlenir. Böylece fidanlar sınıflandırılmaya ve sökülmeğe hazır hale gelirler (Resim 9).
Tüm bu bakım tedbirleri yanında, fidanlıkta böcek ve hastalıklar sıkı bir şekilde takip edilmelidir. Herhangi bir böcek ve hastalık görüldüğü takdirde muhakkak koruyucu ilaçlama veya mücadele yapılmalıdır. Tereddüt anında ise bu konuda yardım istenmelidir.
Sınıflandırma ve Söküm
Kavak yetiştiren fidanlıklarda 2 yaşındaki (0-2) kavak fidanları iki kalite sınıfına ayrılarak yetiştiriciye dağıtılmaktadır. Bununla beraber 1 yaşında iyi gelişmiş fidanlar da elverişli yetişme yerlerinde dikime uygun sayılırlar. Melez kavak fidanları fidanlıktan sökülmeden önce, yerden 1.00 m yükseklikten ölçülen çapına göre: 4.0 cm'den büyük olanlar I.'ci sınıf, 2.5-4.0 cm arasında olanlar II'.ci sınıf olarak ayrılırlar. Ölçme yapılan yere kaliteye göre kırmızı yağlı boya ile bir çizgi veya iki çizgi çizilir. İkinci sınıf olmayan, yani 2.5 cm çaptan daha ince olan cılız fidanların kullanılmasına izin verilmez. Ayrıca çap bakımından her iki sınıfa dahil olan fakat kırık, yaralı, hastalıklı ve böcek tahribatı bulunan fidanların dağıtılmasına ve kullanılmasına izin verilmemelidir (Resim 11).
Fidanlar dikime uygun zamanlarda sökülürler. Söküm işlemi keskin bel küreklerle veya genellikle traktöre monte edilen özel söküm bıçağı ile yapılır. Bu bıçaklar güçlü traktörlerle fidan köklerinin altından geçirilir. Böylece fidanların yan kökleri kesilir ve yerinden büyük ölçüde oynar. Sonra işçiler vasıtasıyla topraktan kolayca çıkarılarak kökleri 15-20 cm kalacak şekilde budanır ve sonradan kullanılmak üzere arazinin uygun bir yerinde gömüye alınırlar (Resim 10).
KAVAK AĞAÇLANDIRMA TEKNİĞİ
-
Modern ve teknik kavakçılıkta başarı şartlarının en önemli iki şartından birisi, kavak ağaçlaması yapılacak yerin iyi seçilmesi, ikincisi ise kaliteli kavak fidanı kullanılmasıdır (Resim 1).
-
Yurdumuzun tüm kıyı ve 800-1000 metre yüksekliğe kadar kıyı ardı bölgeleri melez kavak yetiştirilmesine elverişlidir. Bu bölgelerde yetişme yeri şartlarının uygunluğu nedeniyle kavaklar 10-12 yılda kesim çağına gelerek, bölgedeki kavak odunu işleyen endüstrilerce iyi fiyatlarla değerlendirilirler. Bu bölgelerde yetiştirilecek yerli selvi kavaklar hem ağır büyürler, hem de bir çok zararlının tehdidi ile karşılaşabilirler.
-
Orta Anadolu Bölgemiz ile Güney-Doğu Anadolu Bölgemizde ise hem melez kavaklar hem de selvi kavaklar yetiştirilebilir. Ancak yetiştiricinin bunlardan hangisini yetiştireceğine karar verirken kavak odununun pazarlama imkanlarını gözönünde tutmalıdır. Sert iklimli Doğu Anadolu Bölgemizde ise şimdilik selvi kavağı yetiştirilmesini tavsiye ediyoruz.
-
Genel olarak; gevşek bünyeli, derin, havalanması ve geçirgenliği iyi, az kireçli, pH (Asitlik ve alkaliliği) 6-8 arasında olan sulanabilen veya taban suyu seviyesinin kavak köklerinin uzanabileceği derinlikteki topraklar ideal topraklardır.
-
Kavak ağaçlaması tesis edeceğimiz fidanlar kesinlikle Devlet Fidanlıklarından veya Devlet Fidanlıklarının teknik kontrolde bulunan resmi belgeli özel fidanlıklardan alınmalıdır. Kullanılacak fidanlar 2 yaşlı veya iyi gelişmiş, 1 yaşlı ve yetiştirilecek yere uygun klondan olmalıdır (Resim 2).
-
Ağır killi topraklar, taban suyu iki metreden derinde olan veya sulanamayan topraklar, çok kireçli ve tuzlu topraklar ile taban suyu daimi olarak 50 cm. den yakın olan topraklar kavak ağaçlamaları için verimli olmazlar.
-
Kavak ağaçlaması tesis edilecek arazi dikimden önce yaz veya sonbahar başında çapraz derin sürüm yapıldıktan sonra diskaro çekilerek düzeltilmeli, yoğun yağmur mevsimi gelmeden dikim çukurları açılmalıdır (Resim 3).
-
Kavakların yaprakları olduğu dönemlerde arazide toprak yüzeyine yakın su duruyorsa, drenaj hendekleri ile bu su boşaltılmalıdır.
Dikimlerde aralık ve mesafe düzeni ne olmalıdır?
Kavak ağaçlamalarında karar verilmesi en güç ve en gerekli konu aralık-mesafe düzenidir. Bir kavak ağacına isabet eden yaşama alanının yüzölçümü itibariyle kavak ağaçlamalarında sıklık dereceleri şöyledir.
Çok sık: 10 m2'den az
Sık: 10-25 m2
Nisbeten sık: 25-35 m2
NORMAL SIKLIK: 35-45 m2
Seyrek: 45-60 m2
Çok seyrek: 60 m2'den fazla.
Bu derecelerden hangisinin seçileceği konusunda:
- a- Yetiştirme ve üretim amacı
-
b- İklim
-
c- Kullanılacak kavak klonu ve türü
-
d- Plantasyon şekli
-
e- Pazarlama şartları
kararımızı etkileyen faktörlerdir. Fidanlıklarımızda üretilip halka dağıtılan Samsun klonu (77/51) ile I-214 melez kavak fidanları için 6x6, 5x7, 5x5 metre gibi aralık-mesafeler, uygulanmasını tavsiye ettiğimiz normal düzenlerdir. Bu aralık-mesafeler ile dikilen kavaklar 10-12 yaşında 30-40 cm. çaplarında kalın kavak odunu üretebilirler. Kavak yetiştiricileri eğer kontrplak, kibrit ve inşaat sektörleri gibi kalın çaplı odun tüketen endüstrilerin ihtiyacına yönelik üretim yapmak istiyorlarsa, yukarıda belirtilen aralık-mesafe düzeni ile kavak ağaçlaması yapmaya devam etmelidirler.
Son yıllarda kavak odunu tüketen endüstri kollarında ve bunların tüketim kapasitelerinde meydana gelen önemli teknik ve teknolojik gelişmeler daha ince boyutlu kavak odunlarının da, tüketimlerine imkan sağlamış ve ileri ülkelerdeki bu değişim ülkemize de yansımış bulunmaktadır. Küçük ve ince boyutlu odun kullanma sözkonusu olunca, tabiatıyla aralık-mesafelerin daralması ekonomik yönden gerekli olmaktadır. Özellikle Lif-yonga sanayinin Dünya’ da ve ülkemizde son yıllarda ulaştığı gelişmeler, önümüzdeki dönemlerde odun kullanımında kalite kadar miktara da önem verileceğini göstermektedir.
Yetiştiricilerin I-214 melez kavak klonu ile ince çaplı odun üretimini amaçlamaları halinde, tesis edecekleri kavak ağaçlamalarında aralık-mesafeler 2x4,15x4 ve 2.5x4 metre olmalıdır. Bu durumda sıralar mutlaka kuzey-güney istikametine getirilerek kavak ağaçlanmasının yazın güneyden bol ışık alması sağlanmalıdır Bu aralık mesafelerle tesis edilen kavak ağaçlamalarından 4-5 yıl sonunda ortalama 12-15 cm. çapında kavak odunu alınabilir ve pazarlanabilir.
Ancak bu şekilde sık kavak ağaçlaması tesis etmek isteyen yetiştiriciler elde edecekleri ince odunları hangi fabrikalara satabileceklerini önceden düşünmeli ve bu kavakları alacak fabrikalarla ön satış sözleşmesi yapmalıdırlar. Aksi takdirde yetiştirecekleri kavakları satamayabilirler ve bu yaşa gelmiş sık kavak ağaçlamasının artık ıslahı da mümkün değildir. Ancak bu tip kavak ağaçlamalarından daha kalın bıçkılık odun elde edilmek istenirse, teknik bir eleman nezaretinde zaman zaman uygun seyreltme kesimleri yapılarak kalan ağaçlar 18-20 yıl sonra kesilebilir.
Bu bilgilere göre melez kavak fidanları ile kavak ağaçlamaları tesis edecek yetiştiricilere, eskiye oranla daha bilinçli olmalarını ve tereddüt halinde İzmit’teki Kavakçılık Araştırma Enstitüsü Müdürlüğüne baş vurmalarını öneriyoruz.
-
Kararlaştırılan aralık mesafe düzenine göre çukur açılacak yerler birer çubuk ile işaretlenir. Dikim çukurları el ile bel kürek kullanılarak veya traktöre monte edilmiş burgularla açılabilir. Dikim çukurları iki yaşlı fidanlar için ortalama 60 cm. genişlik, 90-100 cm derinlikte olmalıdır. Bir yaşlı fidanlar için bu genişlik ve derinlik daha az tutulabilir. Toprağın killi olması halinde çukur genişlikleri mümkün olduğu kadar arttırılmalı, kum oranı fazla hafif ve kaba bünyeli topraklarda ise çukur derinlikleri normal olarak bir metreyi bulmalıdır (Resim 4).
-
Burgu ile dikim çukuru açıldığında çukurun sathında parlak ve sert bir tabaka oluşuyorsa bu tabakayı birkaç yerinden yırtmadan fidan dikilmemelidir.
-
Fidanlıktan sökülen kavak fidanları mümkün olduğu kadar kısa süre içersinde dikilmelidir.
-
Fidanlar dikime kadar geçen süre içerisinde (bir gün bile olsa) kavakçılık tesis edilecek arazinin bir kenarında 50-60 cm derinlikte çukur veya hendekte dik olarak toprakla iyice örtülerek gömüye alınmalıdır (Resim 5).
-
İki yaşlı kavak fidanları 6-7 metre uzunluğunda olduğundan, taşıma işinde kullanılacak araçlar uzun kasalı olmalıdır.
-
Fidanların aşırı güneş, rüzgar ve don gibi elverişsiz hava şartlarından ençok zarar görecek kısımları kökleri olduğundan, taşınma sırasında kökler branda ile örtülmelidir.
-
Kavak fidanı dikimi, kasım ayı sonu ile mart ayının ilk yarısı arasındaki tomurcuklar patlamadığı dönemde yapılmalıdır. Samsun klonu (77/51) şubat ayı içersinde dikilmelidir.
-
Toprağın donmuş olduğu dönemlerde dikim yapılmamalıdır.
-
Dikimde çukurun alt yarısına üst toprak, üst kısmına çukurun altından çıkan toprak konulmalıdır (Resim 6).
-
Bir teneke iyi yanmış hayvan gübresi çukurun üst yarısına konulan toprakla karıştırılmalıdır.
-
Dikim esnasında toprak ayakla iyice sıkıştırılmalı ve fidana herhangi bir kazık bağlanmamalıdır.
-
Fidan dikim çukurunda dikim esnasında su var ise uygun bir kap ile boşaltılmalıdır.
-
Fidan çukuru toprak seviyesine kadar toprakla doldurulmalı, fidanların diplerine toprak yığılmamalıdır (Resim 7).
-
Komşumuz tarlasına kavak dikilecekse, sınırdan 3 metre, zirai kültür yapılacaksa en az 5 metre içerden yapılması gerekir.
-
Dikimden sonra çıkan dip sürgünleri ilk yılın eylül ayı içerisinde kesilmelidir.
-
Çatal tepeler ağacın yapraksız olduğu kış mevsimi içerisinde teklenmelidir.
-
Kuruyan ve kırılan fidanların yerlerine birinci yılın sonunda kuvvetli ve kaliteli fidanlarla tamamlama dikimleri yapılmalıdır.
-
Kavak ağaçlamasının ilk yıllarında çapa bitkileri ile ziraat yapılabilir (Resim 8).
-
Kavak ağaçlamalarında ilk yıllarda mayıs ve temmuz aylarında olmak üzere yılda iki defa pullukla sürüm ve diskaro çekimi yapılması uygun olur.
-
Dördüncü yıldan itibaren 7. yaşa kadar yılda en az bir kere sürüm ve diskaro yapılmalıdır.
-
Sıralar arasında toprak işlemesi yapılırken fidan gövdelerine 50 cm'den fazla yaklaşılmamalıdır.
-
İlk yıllarda toprak işlemesi yapılmamış veya sığ olarak yapılmış kavak ağaçlamalarında sonradan derin sürüm yapılması zararlıdır.
-
Kavak ağaçlamasına hayvan gübresi verilmesi yararlı olacaktır.
-
Kavak ağaçlamasının su ihtiyacı yağışlarla veya toprakta mevcut taban suyu ile karşılanamıyorsa, mutlaka sulama yapılması gereklidir (Resim 9).
-
Ağır ve killi topraklarda seyrek aralıklarla fakat bol su ile sulama yapılmalıdır.
-
Kumlu-çakıllı (Kaba yapılı) topraklarda ise sık aralıklarla azar azar sulanmalıdır.
-
Kavak ağaçlamalarında sulama yapıldıktan sonra toprak tava gelir gelmez, mutlaka sürüm yapılmalı veya diskaro çekilmelidir (Resim 10).
-
Kavaklarda budama ağustos ayının ilk yarısında veya şubat ayı içersinde yapılmalıdır.
-
Kavak ağaçlamalarında ilk budamaya gövdeler l0 cm. kalınlığa geldikten sonra başlanılmalıdır.
-
Budamalar her yıl bir veya iki dal halkası alınmak suretiyle düzenli ve tedrici olarak yapılmalıdır (Resim 11).
-
Kavak ağaçlamalarında idare süresi diye adlandırdığımız kesim yaşının tayini, her şeyden önce kuruluşta uygulanan aralık ve mesafe düzenine bağlıdır. Genel olarak iyi yetişme yerlerinde normal aralık mesafe düzenleri ile kurulmuş ve normal bakım görmüş kavak ağaçlamaları ortalama 10-12 yılın sonunda kesim çağına gelirler (Resim 12).
-
Kavak ağaçlaması sıklaştıkça kesim yaşı küçülür. Seyrekleştikçe uzar. Gelişme ve piyasa durumuna göre kesimler biraz erkene alınabildiği gibi 3-4 yıla kadar geciktirilebilir.
-
Kavak odununun en önemli kullanma ve tüketim alanları; kontrplak, kibrit, yükleme paleti, kaplama, inşaat, ambalaj, odun hamuru, lif ve yonga sanayii, ayakkabı kalıbı, kundura ökçeleriyle, kalıp ve protez endüstrileridir. Sayılan endüstri dalları arasında halihazırda en fazla tüketimi kontrplak, kibrit, ambalaj ve inşaat sektöründen sonra lif-yonga levhaları sektörü yapmaktadır. Bir kavak ağaçlandırılmasının kıymetlendirilmesinde, ağaçlama sahibinin bu kıymetlendirme alanlarını iyece etüt etmesi ve önerilen fiyatları buna göre değerlendirmesi gerekir.
-
Kavak ağaçlamalarını tesis ederken ve tesisten sonra ortaya çıkacak önemli sorunların en iyi çözüm yolu, İzmit’teki Kavakçılık Araştırma Müdürlüğü ile Bölgedeki Orman Fidanlıklarına danışılarak bulunabilir.
KAVAK ZARARLISI BÖCEKLER
1. Gövde ve Dallara Arız Olan Böcekler
1.1. Melanophila picta pall. (Kavak süslü böceği)
Çok önemli bir zararlıdır. Bu böceğin erginleri Mayıs sonu-Ağustos arasında görülür. Çıkan erginler gövdelerin yerden 2 -2.5 m yüksekliğe kadar olan kısmına, özellikle kök boğazı ve civarına yumurtlarlar. 10 gün süren kuluçka devresinden sonra çıkan larvalar (Resim 1.) süratle kabuğu deler, kabuk altı odununda yayvan bir yiyim yaptıktan sonra (Resim 2) odun içine girerek yukarı doğru giden içi öğüntü dolu yollar açar ve kışı burada geçirirler. Bunlar ilkbaharda 15-20 günlük bir krizalit devresi geçirip ergin olurlar. Tasalluta uğrayan genç ağaçların rüzgar tesiri ile kırıldıkları görülür. Bu böceğin tasallutunun ana sebebi ağacın su kıtlığı çekmesidir. Sulamada noksanlık veya kök gelişmesini önleyici her türlü kültürel yanlışlıklar bu böceğin tasallutuna sebep olur. Kavaklık kurulurken sığ dikim yapma gibi büyük bir hata işlenmiş ise sadece ilaç kullanarak bu böceğin tasallutunu önlemek hemen hemen imkansızdır. Kavaklarımızın en büyük düşmanı olan bu böceğin tasallutuna mani olmak için gövdelerin kireçle badana edilmesi yıllardır uygulanan bir usuldür. Fakat bunun faydası yoktur, çünkü kavaklığın tesisi sırasında hatalar yapılmış ise veya sulama toprak işlemesi gibi bakım tedbirleri zamanında ve yeterli düzeyde yapılmıyor ise, bu böcek, badanalanmış gövdelere de arız olur ve zarar yapar.
1.2. Agrilus ater L.
Bu böceğin Haziran-Temmuz'da çıkan erginleri gövdelerin 3-4 m yüksekliğe kadar olan kısmına yumurtlar. Bu yumurtalardan 10 gün sonra kirli beyaz, sonuncu karın halkası pense ağzı gibi 2 uçlu larvalar çıkar. Bu larvalar kabuk altındaki odun tabakasında yılanvari görünümlü, içi öğüntü dolu yollar açarlar. (Resim 3) Larvaların olduğu gövde kısmı renk değiştirir, üzerine bastırınca kabuk içeri çöker ve dışarıdan bakıldığında öğüntülü kırmızı-kahverengi akıntıların çıktığı görülür. Kabuk altı odununda beslenen larvalar, kışın başlangıcında oduna 3 -4 cm girer ve orada bir beşik içinde kışlar. Baharın ortasında krizalit olur ve uzun bir zaman sonra erginler çıkar. Bu böcek çok büyük ağaçları da öldürecek kadar tehlikelidir. Melanophila picta için alınan bütün tedbirler bu böcek için de alınmalıdır. Tuzlu ve drenajı bozuk topraklarda çok görülür. Mücadelesi son derece zordur.
1.3. Sciapteron tabaniformis Rott. (Kavak odun arısı)
Sadece fidan ve genç ağaçlara (1-5 yaşlı) arız olur. Böceğin arıya çok benzeyen erginleri (Resim 4) gövdelerde budama yaraları başta olmak üzere, özellikle yaralar üzerine yumurtlar. Bunlardan 10-15 gün sonra çıkan larvalar kabuk altına geçer, orada yiyim yaptıktan sonra oduna girer, kışı odun içinde açtığı galeride geçiren larva ilkbaharda yeniden beslenmeye başlayarak olgunlaşır ve 20 günlük krizalit devresinden sonra ergin çıkar. Bu zararlının en büyük özelliği, genç fidanlarda larvanın gövdeye girdiği yerde bir şişkinlik oluşmasıdır. Bu sebeple ağaçlama kurarken gövdesinde şişkinlik olan fidanları kullanmamak gerekir. Bu zararlıdan korunmak için alınacak ilk tedbir, ergin çıkışlarının olduğu devre içinde budama yapmamak ve her ne sebeple olursa olsun fidanları yaralamamaya özen göstermektir. İlaçlı mücadele ise şu şekilde yapılır. Üzerinde bulunan şişkinlik ve giriş deliğinden, içinde larva olduğu anlaşılan fidan veya ağaçlardan birkaçı işaretlenir. Bunlar Mayıs başından itibaren her gün kontrol edilir. Bu zararlının ergini çıkarken krizalit zarının bir kısmı da çıkış deliğinden taşar ve dışarıdan görülür. Bu zarın görülmesinden 20 gün sonra ilk, 15 gün ara ile 2., gerekiyorsa 15 gün sonra da 3. ilaçlama yapılır.
Not: Fidanlıklarda ergin çıkış gününü tam olarak tespit için başka çalışmalar da yapılabilir; Fidanlığın muhtelif yerlerinde bulunan birkaç tasallutlu gövdeye kapalı tarafı da kesilmiş plastik torbalar yukarıdan geçirilir, şişkin kısım ortalanacak şekilde 2 taraf bağlanır. Çıkan ergin torba içinde kalır ve ergin çıkışı böylece belirlenir. Tasallutlu olduğu anlaşılan gövdelerden şişkin ve giriş deliği taşıyan kısımlar kesilerek bir tel kafese alınır. Bu kafes bir yere konularak, ergin çıkışı tespit edilebilir. Ayrıca fidanlıklara feromon tuzakları kurularak böceğin ergin çıkış tarihi belirlenebilir.
1.4. Cryptorhynchus lapathi L.
Son derece tehlikeli olan bu zararlının erginleri Haziran ortası-Ağustos'ta çıkar. Bunlar gövdelerin çoğunlukla yerden 2 m yüksekliğe kadar olan kısmında, bilhassa dal birleşim yerlerinin hemen altında, kabuk içinde açtıkları çukurlara yumurtlar. Ortalama 15-20 gün sonra bu yumurtalardan kurtlar çıkar. Bu kurtlar hiç beslenmeksizin kabuk dokusu içinde kışı geçirirler (Resim 5). Varlıkları ancak baharın başlangıcında bu larvaların odun içine girmeye başlaması ile anlaşılır. Larvalar önce enine ve bir testere kesiği izlenimi veren yiyim yapar, sonra oduna girerler. Bu sırada dışarı testere talaşı gibi öğüntüler çıkar. Odun içine girerek içi öğüntü dolu galeriler açan larvalar(Resim 6), beslenmelerini tamamladıktan sonra açtıkları galerilerin sonunda krizalit olurlar ve 15 gün sonra erginler çıkar. Bu böceğin tasallutuna uğrayan ağaçlar tamamen ölebilir. Varlığı ancak zarar yapmasından sonra ve mücadele için ilaç kullanmanın hemen hemen hiçbir işe yaramayacağı bir zamanda anlaşılır. Diğer taraftan üzerlerinde böceğin tasallutuna dair belirtiler görülemeyen fidanlar ağaçlamalara intikal ettirilmekte ve böylece zararlı kolayca yayılmaktadır. Bu sebeple, bu böcek kavaklıklar için son derece büyük tehlike oluşturur ve özel tedbirler alınmasını gerektirir. Varlığının tespiti halinde ilaçlama için en iyi zaman larvanın kışlamadan çıkıp beslenmeye başlaması ile oduna girmeye başlaması arasında geçen kısa devredir. Bu devrenin kaçırılması halinde ilaçlamadan sonuç almak hemen hemen imkansızdır. Bu sebeple, bu devrede yapılacak tek ilaçlama bile yettiği halde, ihtiyatlı davranarak Şubat ortasından itibaren 15 gün ara ile en az 2, gerekiyorsa 3 ilaçlama yapılmalıdır.
1.5. Gypsonoma(=Semasia) aceriana Froel. (Sürgün bozan)
Bu böcek kavak sürgünlerini tahrip eder (Resim 7). Mayıs sonunda çıkan ve bir kelebek olan erginlerden oluşan tırtıllar 15 gün yaprak dokusunda beslenir ve sonra sürgün içine girer, orada 1 ay kadar beslendikten sonra toprağa iner, krizalit olur, Ağustos'ta ergin çıkar. Çıkan erginler de yaprağa yumurtlar ve oluşan tırtıllar buradan sürgünlere değil, kışlamak üzere gövdeye geçer (bilhassa gövdenin toprağa yakın kısımlarına)orada kışı geçirir. Baharın başlangıcında kışlamadan çıkan tırtıl henüz yeni oluşan yapraklara gider ve onların üzerinde ancak 2-3 gün beslendikten sonra sürgün içine girer. Sürgünde beslenen tırtıl olgunlaşınca toprağa iner ve Mayıs sonlarında erginler çıkar. Mücadelesinde hedef yaprakta beslenen tırtıllarıdır. Mayıs sonunda oluşan tırtıllar yapraklarda 10 gün, Ağustos'tan sonra oluşanlar ise yapraklar düşünceye kadar beslenir.
1.6. Koşniller (Kalkanlı bitler)
Bazı koşniller arız oldukları kavak ağaçlarının kabuğu içine emici organlarını sokarak öz suyunu emerler. Aşırı üremeleri halinde ağacı kurutabilirler.Bu zararlıların en belirgin özelliği kalkan adı verilen, çeşitli renk ve şekilde olan muhafaza altında yaşamalarıdır. Kavaklarda en fazla rastladığımız koşnillerden Chionaspis salicis L.'nin kalkanları oval ve grimsidir (Resim 8).Lepidosaphes ulmi L.'nin kalkanları ise virgül şeklinde ve gri renklidir (Resim 9). Koşnillere karşı ilaçlı mücadele Yaz mücadelesi ve Kış mücadelesi olmak üzere 2 devrede tatbik olunabilir. Yaz mücadelesi, yavrular kabuk bağlamadan ilkbaharda ve yaz başlangıcında yapılır. Kış mücadelesi ise kalkan altındaki ergin ve yumurtalara karşı uygulanır.
2. Köklere Arız Olan Böcekler
2.1. Capnodis miliaris Klug.(kök süslü böceği)
Bu böceğin Türkiye şartlarında Mayıs sonu-Ağustos'ta görülen erginleri, yaprak ve taze sürgünlerle beslenip, toprakta ve kuru yapraklar altında kışı geçirirler. Mayıs sonlarında yeniden beslenmeye başlar, çiftleşir ve ağacın hemen dibinde toprak üzerine yumurtlarlar (Çok az yumurtada kök boğazına konulur). Bu yumurtalardan 10-13 gün sonra çıkan larvalar süratle toprağa girer, kökü arayıp bulur, kemirerek geniş yollar açarlar (Resim 10). Bunlar kış gelince kökteki beslenmesini keser, bahar gelince yeniden beslenmeye başlarlar. Mayıs'ta 20 günlük bir krizalit safhası geçirip ergin hale geçerler (Resim 11). Bu böcek, özellikle aşırı kumlu topraklarda ve sulama ile toprak işlemelerinin yetersiz yapıldığı kavaklık ve fidanlıklarda son derece büyük zararlara sebep olur. Bu zararlıya karşı, tasallut durumunda alınacak en etkili tedbir; İlkbaharda sıcaklığın 20ºC'lerde seyretmeye başladığı devrede (Türkiye şartlarında, zararlının bulunduğu yerlerde genellikle Mayıs ayıdır) her 15 günde bir sulamalar yapmak ve toprak rutubetinin % 80'nin altına düşmemesini sağlamaktır. Bu durumda yumurtadan çıkan larvalar yürüyerek, kökleri bulamadığından ölmektedir. Sulama imkanının kısıtlı olduğu zamanlarda yapılan toprak işlemeleri ile de açığa çıkan yumurta ve larvaları süratle öldürmek mümkün olmaktadır. Kimyasal mücadeleye karar verilirse bu sulama ve toprak işlemeleri ile paralel yürütülmelidir. İlaç kullanımında hedef, yumurtadan çıkmış ve henüz kök aramakta olan larvadır.
2.2. Melolontha melolontha L.(Mayıs böceği)
Bu zararlının toprak içinde yaşayan larvaları fidanların köklerini kemirir. Kökü Mayıs böceği tasallutuna uğramış fidanların yaprakları önce tedricen sararmaya başlar ve sonuçta fidan tamamen kurur. Mayıs böceği erginleri yörenin iklim şartlarına bağlı olarak topraktan Nisan sonu-Mayıs'ta çıkmaya başlarlar ve yaprak yiyerek beslenirler. Bir dişi hayatı boyunca ortalama 70 adet yumurta bırakır. Fakat bu kadar yumurtayı bir seferde değil 3 (nadiren 4) periyotta, 10-30 adetlik gruplar halinde, toprağın 10-15 cm'lik derinliğine yumurtlar. Yumurtlama Haziran ayı ortalarına kadar sürer. Yumurtlamak için gevşek, derin, humusca zengin ve örtülü toprakları (bahçe, otlak, fidanlık) tercih ederler. Yumurtalar 4-5 hafta sonra açılır. Çıkan larvalar ince köklere arız olur. Soğuklar başlayınca toprağın derinliklerine inerler. Kış geçip havalar ısınınca tekrar toprak yüzeyine doğru hareket ederler, kök bulup beslenirler. Bu beslenme havaların soğumaya başlamasına kadar sürer. Tekrar toprağın alt tabakalarına inip 2. kışı geçirirler, baharda yukarı doğru çıkarlar, kök arayıp bulurlar ve yine beslenirler. Artık iyice olgunlaşmışlardır (Resim 12). Sonbaharın başlarında yine aşağı inerler, pupa olurlar ve ergin hale dönüşürler. Bir kerede ergin halde toprakta kışı geçirirler ve ancak Nisan sonu-Mayıs'ta, yani yumurtanın konuluşundan itibaren tam 3 kış geçtikten sonra, topraktan ergin halde çıkarlar. Bazı yerlerde bu 3 değil 4 yıl da sürebilir. Erginler her yıl görülür, fakat belli bir bölgede, 3 yılda bir ergin çıkışı çok fazla sayıda olur. Böyle yıla "Büyük uçuş yılı" denir.
3. Kavak Yapraklarına Arız Olan Böcekler
3.1. Stilpnotia salicis L. (Beyaz kavak kelebeği)
Bu böceğin beyaz bir kelebek olan ergini Mayıs sonu-Haziran'da çıkar. Dişiler 150-200 adet açık yeşil renkli yumurtayı sedefimsi bir örtü altında gizleyerek yaprak ve gövde üzerine bırakırlar. Bu yumurtalardan 15 gün sonra çıkan ve önceleri siyah renkli olan tırtıllar Temmuz'da olgunlaşır (Resim 13), ipeğimsi iplerle birleşmiş bir veya birkaç yapraktan oluşmuş beşik içinde krizalit olurlar (Resim 14). Ağustos'ta bunlardan erginler çıkar. Bunların koyduğu yumurtalardan çıkan tırtıllar, sonbahar yağış ve soğuklarının başlaması üzerine genellikle gövde üzerindeki kabuk çatlakları arasında saklanarak kışı geçirirler. Bahar gelip ilk sürgünler çıkmaya başlayınca yeniden yapraklara taşınıp beslenmeye başlarlar. 20-30 gün beslendikten sonra aynı şekilde krizalit olurlar ve kelebekler çıkar.
3.2. Melosoma populi L.
Bu böceğin erginleri, kışı toprakta ve ot v.s. arasında saklanarak geçirir. Bahar gelince yeni sürgün ve taze yapraklar üzerine giderek beslenir ve yaprakların alt yüzüne yumurtlarlar. 7-15 gün sonra çıkan larvalar önceleri siyah renkli olup yaprakların önce taze kısımlarını yerken, büyüdüklerinde yedikleri yaprakların sadece damarları kalır. 20-25 günlük bu beslenme devresinden sonra olgunlaşan larva, yaprakların alt yüzünde krizalit olur ve bir hafta sonra ergin çıkar, hava şartlarına göre bu erginlerden de yeni bir nesil oluşur. En son neslin erginleri, yaprak dökümüne kadar yapraklarda beslenir ve sonra kışlarlar. Bir ağacın üzerinde bu böceğin hem ergin, hem yumurta, hem de larvalarına aynı anda rastlamak mümkündür (Resim 15).
3.3. Lymantria dispar L.(Sünger örücüsü)
Bu zararlının bir kelebek olan ergini Temmuz'da çıkar. Erkek ve dişi kelebekler farklı görünüştedir. Dişiler özellikle toprağa yakın kısımlar başta olmak üzere gövdeler ve alçak dallar üzerine yumurtlarlar. Yumurtaları 200-250 adetlik topluluk halinde bırakıp, üstlerini salgıladıkları sarımsı tüyler ile örterler ve sünger görünümü verirler (Resim 16). Kışı yumurta safhasında geçirir. Tomurcuklar uyanırken, tırtıllar da yumurtalardan çıkarak yapraklara giderler. Oburca 6-10 hafta boyunca yaprak yerler ve olgunlaşan tırtıllar (Resim 17), yaprak ve dallar arasında krizalit olur. Bu krizalitlerden 10-15 gün sonra kelebekler çıkar. Yılda bir generasyon verirler.
3.4. Byctiscus Populi L. (Sigara Böceği)
Kışı toprak içinde geçiren erginleri Nisan-Mayıs aylarında ortaya çıkar. Bunlar 10-15 gün yaprak ve tomurcuk yiyerek beslendikten sonra dişi ergin bir yaprağı ana damara paralel olarak sarar ve içine ortalama 4 adet yumurta bırakır. Sonra bu sigarayı 1-5 adet yaprakla daha sarar. Sigara içinde bulunan yumurtalar 10 gün sonra açılır, içinden kirli beyaz larvalar çıkar. Bu larvalar bulundukları sigaranın içinde 20-25 gün beslendikten sonra genellikle sigara ile toprağa düşerler. Olgun larva toprağa girer ve orada krizalit olur. 10 günlük bir krizalit devresinden sonra ergin hale geçerler. Erginler topraktan çıkmak için kışın geçmesini beklerler. Sigara gibi sarılmış yapraklar işlevini yerine getiremez.(Resim 18) Bu sebeple yoğun tasallut halinde oluşan sigaralar yere düşmeden toplanarak yakılmalı veya sigaraların toprağa düşmesinden itibaren toprak bol bol işlenmelidir.
3.5. Nycteola asiatica Krul.
Bu kelebeğin dişileri yumurtalarını Haziran sonu-Ağustos'ta kavakların tepe sürgünlerindeki yaprakların üstüne, sedef parlaklığında topluluklar halinde koyar.Süt beyazı renkli bu yumurtalardan 2-3 gün sonra tırtıllar çıkar. Yumurtalardan çıkan tırtıllar açık sarı- krem renklidir, beslendikçe önce sarımtırak sonra açık yeşil, olgunlaşınca tamamen yeşil olurlar. Vücut halkalarında kıldan ince tüyler vardır. Bu tırtıllar salgıladıkları örümcek ağı gibi salgılarla 2-3 yaprağı birleştirip sararlar. 1-2 ay yaprakları yiyerek beslenen bu tırtıllar havaların soğuk gitmesi halinde (Eylül-Ekim) beslendikleri yaprak üzerinde koza örüp kışı o halde geçirirler. Havaların sıcak gitmesi halinde ise krizalit olurlar ve 15 günlük bir devreden sonra erginler çıkar. Kışlayan tırtıllar ise yaz başlangıcında krizalit olur ve erginler çıkar. Kışlayanların bir kısmı ise yaz başlangıcını beklemeden baharda ergin olurlar ve yumurtlarlar. Havaların çok müsait geçmesi halinde yılda 3, hatta 4 nesil bile verebilir. Bu sebeple aynı sürgün üstünde bile bu zararlının türlü büyüklükte tırtıllarını görmek mümkündür.
|